Çok uzak bir geçmişte Dünya’ya gelen dünya dışı bir uygarlığın – Anunnaki‘lerin – varlığı, araştırmacılar tarafından uzun süredir tartışılıyor. Ana akım tarih, onların varlığını ve Dünya gezegenine gelişlerini tamamen görmezden gelse de, Anunnaki’ler birçok eski metinde güçlü şekilde belgelenmiştir.

Tarihçi ve araştırmacı yazar Zecharia Sitchin‘e göre , Anunnaki ‘Tanrıları’ insanları, Dünya’da yaşayan ilk modern insan olan “Adamu” olarak adlandırılan bir köle tür olarak yarattı.

Bu ilk insanlar, dünyanın doğal kaynaklarını kullanmalarına yardım edecek bir iş gücü olarak kadim Anunnaki’nin, kendi DNA’larını tarih öncesi insanın DNA’sıyla genetik olarak işlemesinin sonucunda 450.000 yıl önce ortaya çıkmış akıllı bir tasarımın ürünüydüler.

Anunnaki

Tarihsel olarak ele alacak olursak, eski Sümer metinleri ile İncil ve farklı dini metinler arasında birçok benzerlik göze çarpar. Acaba ortak bir kökene sahip olabilirler mi? Bazı Afrika kültürleri, dünya dışı varlıkların on binlerce yıldır Dünya’yı ziyaret ettiğine inanır; örneğin, Zulu efsaneleri, “yıldızlardan gelen ziyaretçilerin” altın ve diğer doğal kaynakları toplamaya geldiği bir zamandan bahseder. Bu madenlerde, köle olarak yaratışmış , “İlk İnsanlar” çalıştırılırdı.

Antik kil tabletlerde bulunanlar Anunnaki’lerin kanıtı mı?

Eğer Anunnaki hikayesi gerçekten doğruysa, onların Dünya’daki varlıklarının kanıtlarını bulabilir miyiz? Pek çok araştırmacıya göre, cevap fazlasıyla “evet”.

Austen Henry Layard liderliğindeki bir ekip, İncil’de bahsedilen Nineveh kentinde yapılan kazılar sırasında, antik Asur kütüphanesi Asurbanipal‘in kalıntılarını keşfetti. Kazı sırasında yapılan en önemli keşiflerden biri, Enűma Eliš veya daha çok “Yaratılışın Yedi Tableti” olarak bilinen bir dizi çivi yazılı tabletin bulunmasıydı. Çok sayıda araştırmacıya göre, Yedi Yaratılış Tableti, insan ırkını yaratmak için ‘cennetten’ gelen Anunnaki adlı bir grup tanrının hikayesini anlatır.

Anunnaki

Şimdiye kadar keşfedilen en şaşırtıcı el yazmalarından biri de ’Sümer Kral Listesi’dir. Antik Sümerce yazılmış olan bu kitap, Antik Sümer’e hükmeden sayısız kral neslini listeleyerek, krallıklarının varsayılan ömürlerini ve yerlerini detaylandırıyor.

Krallık gökten indikten sonra, krallık Eridug’daydı. Alulim, Eridug’da kral oldu; 28800 yıl hüküm sürdü. Alaljar 36000 yıl hüküm sürdü. 2 kral; 64800 yıl hüküm sürdüler.

Sümer Kral Listesi, Tanrıların binlerce yıl boyunca insanlık üzerinde hüküm sürdüğü Dünya’daki bir zamanı anlatır. Sümer Kral Listesi ile ilgili en ilginç ayrıntılardan biri, en eski listenin, orijinal krallığın ‘gökten indikten’ sonra toplam 241.200 yıl boyunca Dünya’yı yöneten sekiz kralı tanımlamasıdır. Araştırmacılar, bu benzersiz listede adı geçen, var olduğunu bildiğimiz tarihi krallarla, hanedanlık öncesi efsanevi kralların neden bir arada olduğunu açıklıyamıyorlar.

Anunnakiler dünyaya gerçekten altın için mi geldiler?

Altın, günlük yaşamımızda birçok alanda kullanılan en değerli ve gizemli elementlerden biridir. Çok iyi bir iletken olması yanında, kolayca şekil verilebilmesi ve nanopartiküller olarak küçük formlarda kullanılabilme yeteneği ile elektrik bileşenleri ve elektrikle ilgili hemen hemen her yerde kullanılır.

Altın, ‘termoelektrik etki’ adı verilen özelliğiyle, aldığı ısı enerjisini doğrudan elektriğe dönüştürerek temiz ve verimli bir enerji kaynağı olarak kullanılabilir. Çok ince formlara dönüştürülerek üzerinde kolayca çalışılabilmesi altının bir başka önemli özelliğidir. Güçlü yansıtma yeteneği ve ısıya karşı koruma gibi özelliklere sahip olması da onu gerçekten zamana karşı dayanıklılık konusunda eşsiz bir metal yapıyor. Kısacası altının yok edilemez olduğunu söyleyebiliriz.

Anunnaki

Bu özellikleri altını, akıllı yaşam formları için de benzersiz bir kaynak haline getirebilir mi? Evrensel niteliklerinden yola çıkarak, uzayda seyahat etme yeteneğine sahip dünya dışı bir ırkın altını pek çok şekilde kullanabildiğini düşünmek mantıklı bir varsayım haline gelir!

Altın, antik tarihimizde eski medeniyetler tarafından da pek çok alanda kullanıldı. Sadece Sümer’ler için değil, dünyanın her coğrafyasındaki uygarlıklar için özel bir yere sahipti. Binlerce yıl öncesinden günümüze kalan altın eşyalar, paralar, sanat eserleri, yapılar bugün hala ilk günkü gibi korunmuş durumdalar.

Zecharia Sitchin, Sümer uygarlığı konusunda uzun yıllara dayanan araştırmalarının sonucunda, Anunnaki’lerin, güneş sistemimizde bulunan, 3.600 yıllık eliptik yörüngeye sahip Nibiru isimli başka bir gezegenden geldikleri tezini ortaya koydu. Ona göre, geldikleri gezegenin mineralleri ve kaynakları tükeniyordu, özellikle de yaşamsal ihtiyaç duydukları altın!

Anunnaki’lerin, ana gezegenlerinin atmosferinde tükenmekte olan altına ihtiyaçları vardı, bu yüzden Dünya’ya altın madenciliği yapmak ve onu kendi gezegenlerine geri götürmek için geldiler.

Sitchin’e göre insanlar 450.000 yıl önce Anunnaki’ler tarafından, kendi DNA’larını tarih öncesi insan DNA’sı ile genetik olarak karıştırarak yaratıldılar ve bunun sonunda istedikleri iş gücünü elde etmiş oldular. “Adem“, altın madenlerinde çalışmak üzere köle bir tür olarak yaratılan bu ilk modern insana verilen isimdi.

Antik Anunnaki madenlerinin kanıtı var mı?

Güney Afrika bulunan Port Maputo’nun 150 km batısında, bugün birçok insanın ilk büyük Antik Anunnaki metropollerinden biri olarak kabul ettiği yerleşim yeri bulunmaktadır. İlk değerlendirmelere göre, 1500 kilometrekarelik bu alan, uzak geçmişte bölgede yaşayan ‘bilinmeyen’ antik bir uygarlığa ait devasa, tarih öncesi şehirlerin varlığının kanıtıdır.

Güney Afrika’daki bu bölgeyi ilk araştıranlardan biri olan Michael Tellinger‘e göre, bu bulgu o kadar inanılmaz ki, insanlık tarihimizi nasıl gördüğümüze dair tam bir paradigma değişikliğine ihtiyaç duyulacak.

Tellinger, şaşırtıcı antik kentin yaklaşık 10.000 kilometrekarelik daha büyük bir topluluğun parçası olduğunu ve İsa’dan yaklaşık 160.000 ila 200.000 yıl önce inşa edildiğini öne sürüyor.

Anunnaki

Antik tarihte Anunnaki’ler

İncil ve eski metinlerdeki anlatımlara farklı bir gözle bakacak olursak , Adem ve Havva’nın, Anunnaki’lerin ilk yarattığı “genetiği değiştirilmiş insanlar” olması mümkün mü?

İbranice İncil ve Sümer metinleri arasındaki benzerlik, yalnızca anlatılan hikayeler de değil, dil yapısında da birçok yerde ortaya çıkmaktadır. Bu durumda ortak bir kökene sahip olabilirler mi? İlginç olan bir başka şey ise, İbranice’deki “Adam”ın “insan” anlamına gelmesidir. “Adamu“, Sümerlerin “ilk insan“, Anunnaki köleleri olarak adlandırdıkları şeydir. Burada bir bağlantı var mı yoksa sadece bir tesadüften mi ibaret?

Bazı Afrika kültürleri, dünya dışı varlıkların on binlerce yıldır Dünya’yı ziyaret ettiğine inanır; örneğin Zulu efsaneleri , “yıldızlardan gelen ziyaretçilerin” altın ve diğer doğal kaynakları kazmaya geldiği bir zamandan bahseder.

İlginç olan şu ki, yakın dönemde Güney Afrika keşfedilen bazı madenlerin yüz bin yıl ve daha da eskiye tarihlendiği düşünülüyor.

Peki, onbinlerce yıl önce bu madenleri kim kazıyordu? Bu büyük bir soru işareti? Tüm bunlar, Zecharia Sitchin’in Anunnaki tezinin doğru olduğunun kanıtı olabilir mi?

Kaynaklar:
ancient-code.com
humansbefree.com

Instagram

This error message is only visible to WordPress admins

Error: No feed found.

Please go to the Instagram Feed settings page to create a feed.